15 Temmuz 2011 Cuma

Endüstriyel Mirastan Bize Kalanlar: İstanbul Gazhaneleri

Bu kısa araştırmada; Gazhane nedir, çalışma prensibi ve tarihçesi değinilerek İstanbul'da Gazhaneler hakkında kısa bilgi verilmiştir.  Araştırmanın geniş kapsamlı çalışmasında gazhanelerin yeniden kullanımına yönelik öneriler, değerlendirmeler ve Dünya ve Türkiye'den bu konu yapılmış örnekler bulunmaktadır)
 
 
Gazhane Nedir?
Gaz kelimesi Latince kökenli “cahos”, Yunanca ise “khaos” kelimesinden gelmektedir. Ancak bu kelimeyi herkesin anladığı “gaz” manasına ilk defa Flemenk Jan Baptista van Helmont (1577 -1644) kullanmıştır. Gaz başlangıçta ısınmadan çok aydınlanma için kullanılmaktaydı. Bu yüzden çeşitli Avrupa dillerinde “aydınlanma gazı” anlamına gelen isimler verilmiştir: Örnek olarak İngilizce’ de “şehir gazı” manasında “town gas”; Fransızca’da yine aynı anlamda “gaz de ville”; Almanca’ da da “leuchtgas” kelimeleri kullanılmaktadır.

Gazhane Çalışma Prensibi?
Havagazı maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen kokunun gaz haline dönüştürülmesiyle elde ediliyor. Maden kömürü depolandıktan sonra özel taşıyıcılarla kırıcı denilen makinelere gidiyor. Burada kırılan kömürler otomatik olarak fırınlara taşınıyor. Meydana gelen gaz özel borulardan geçerek temizleniyor ve soğutularak temizleyicilere gönderiliyor. Amonyak, naftalin gibi maddeler ayrıldıktan sonra gaz sayaçlarıyla ölçülerek gazometreye gönderilmekte ve burada depolanan gaz yer altı borularıyla şehre ulaştırılmaktadır.

Gazhane Tarihçesi?
Aydınlanma amacıyla maden kömüründen havagazı üreten ilk kişi Hollanda’nın Maastricht şehrinde doğan ve daha sonra Belçika vatandaşı olarak tanınan eczacı Jan Pieter (Jean-Pierre) Minckelers’dir. William Murdoch((1754-1839)bu konuda yaptığı deneyler sonucunda; kömürden elde ettiği dumanı arıtıp sudan geçirerek yakınca alevin beyaz ve parlak ışık verdiğini gördü. Böylece gazın yanıcı özelliği dışında da kullanılabileceğini gösterdi. 1792’de Redruth’daki evini, 1797’de Manchester polis merkezi binasının girişini ve Birmingham’daki Boulton ve Watt fabrikalarının çevresi ile 1805’te Lancashire’daki Salford’da pamuk imalathanesini aydınlattı. . İlk defa boru ile birbirlerine bağlantılı on üç gaz lambası Londra’da 1807 yılında denendi. Havagazının kötü kokusu bu çalışmaların olumsuz boyutunu teşkil ediyordu.

Havagazı konusundaki çalışmalar bütün Avrupa’yı sarmıştı. Fransız Philippe Lebon’un da havagazını kullanıp Paris’i aydınlatmaya girişmesi Murdoch’un ara verdiği bu alandaki deneylerine yeniden dönmesi için teşvik edici bir sebep oldu. Ancak Philippe Lebon, bu icadı daha ileri götürerek gazın arıtılarak da üretilebileceğini ortaya koydu. Lebon’un  öldürülmesi ile bayrağı eşi devralmış ve hükümetin desteği ile aydınlatma çalışmalarına devam etmiştir.

Alman-Çek asıllı Winzler Avrupa şehirlerini dolaşarak bir gaz şirketi kurarak Londra’nın sokaklarını aydınlatma işini üstlendi. ilk gaz fabrikasında üretilen havagazı ile Westminster Köprüsü’nün aydınlatarak gerçekleştirdi. Avrupa’daki bu buluş kısa zamanda her tarafa yayıldı. Avrupa’nın ve Amerika Birleşik Devletleri’nin önemli şehirlerinin ana caddeleri veya önemli sokaklarının gaz lambalarıyla aydınlatılır hale geldi.
 

Yedikule Gazhanesi:
Yedikule Gazhanesi sosyal hizmet amacıyla ilk kurulan havagazı fabrikasıydı.1880 yılında kurulan fabrika ile tarihi yarımadanın aydınlatma ve gaz ihtiyacı karşılanmaktaydı. Şehremameti tarafından ihale usulüyle Fransızlara yaptırılmıştır. Ulaşım kolaylığı açısından deniz kenarında surların bitimine yakın yere yapılmıştır. 1880’ den itibaren işletilen gazhane 19 Eylül 1887 de Hasan Tahsin’e devredildi. 1888 de kendisin de ortakları arasında olduğu İstanbul Şehri Tenvir Şirketine gazhanenin yönetimi geçti. Tüketimin artması, havagazı teknolojisinin yetersizliği ve o zamanki teknik deneyimlerden dolayı 1914 yılında 50 yıl süreyle Fransızlara devredildi. 1948 yılında komple yenilenen gazhane,13 Haziran 1993 de faaliyetine son verildi. Şu an İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devrolan alan İETT hurdalığı olarak görev yapmaktadır.
 
Dolmabahçe Gazhanesi:
 
Dolmabahçe Sarayına aydınlatma ve gaz sağlamak amacıyla 1853 yılında, şu anki İnönü Stadının yanında Maçka Parkı içerisinde, o zaman ki sarayın has ahırlarının arka kısmında Sultan Abdülmecit tarafından inşa   ettirilmiştir. Resmi açılışı 07.06.1856 yılında açılışı yapılan gazhane ilerleyen dönemde üretimin tüketimden fazla olması, havagazının çevre semtlere de yollanmasını sağlamıştır. 1955’te Şehremaneti’nin girişimleri ve Sultan Abdülmecid’ in onayıyla, ilk olarak İstiklal Caddesi havagazı lambalarıyla tanıştı. Bazı kaynaklar ise, ilk aydınlatılan yerin Yüksek Kaldırım olduğu söyler. Aynı yıl Beyoğlu Naum Tiyatrosu da, padişahın özel izniyle buradan gelen havagazı ile aydınlatıldı. Kısa süre içinde Galata ve Beyoğlu civarında oturan zenginler de,    evlerine havagazı tesisatı kurma izni aldılar. 1859’da Tophane, 1864’de Pangaltı yolu ve Beşiktaş Caddesi havagazı ile buluştu. 1861 yılında ise Tophane-i Amine Caddesi, Talimhane ve Saraçhane’ye kadar borular döşenerek havagazı getirildi. Bugün İstanbul sokaklarını köstebek yuvasına çeviren “doğalgaz” şebekesinin atası da, böylelikle yaklaşık 150 yıl önce kurulmuş oldu. Gazhanenin yönetimi 1873 yılına kadar Hazine-i Hassa tarafından yönetilirken bu tarihten sonra 1889 yılına kadar Şehremaneti’ne devredildi. Sırayla birçok şirkete devredilen Gazhane 1960 yılında çalışma süreci tamamlanmış ve buranın işlevi Kağıthane’ ye yeni açılan Poligon Gazhanesine devredilmiştir. 1962 yılında nakil işlemleri tamamlanan gazhane,1964 yılında imtiyaz sözleşmesinin sona ermesi ile yönetimi 16.03.1964 yılında Beyoğlu Muvakkat Gaz idaresine geçmiştir. Havagazı teknolojisi yerini doğalgaza bırakınca gazhanelerin de işlevi sona ermesi ile birlikte 01.07.1984 yılında yönetim İETT devredilmiş olup 1993 yılında İETT garajı yapılmıştır. Şu an atıl durumda olan gazhane için İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çeşitli projeler geliştirilmektedir. Bunlardan en ilgi çekicisi Meydan Tiyatrosu projesidir. Şu an park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından kullanılmaktadır.

Hasanpaşa Gazhanesi:
Anadolu yakasında ortaya çıkan gaz talebini karşılamak üzere Kadıköy Hasanpaşa’da yeni bir gazhanenin yapılması kararlaştırıldı. Kadıköy, Üsküdar ve çevre ilçelerin havagazı karşılamak üzere yapılan gazhane 28.07.1891 tarihli mukavelename ile Anadolu yakasının havagazı ile aydınlatılması Parisli demir fabrikatörü Mösyö Sarl Jorji adına olarak Mühendis Anatoli Barcil’i ile Osmanlı Devleti adına Şehremini Rıdvan Paşa arasında imzalanarak hayata geçirilmiştir. Bu anlaşma ile Kadıköy ve Üsküdar ile Anadolu sahilinden Sekizinci Daire-i Belediye (Beykoz) hududuna kadar olan bölgenin maden kömüründen elde edilen gaz ile aydınlatma, ısıtma ve enerjisinden istifade etmesi sağlanacaktı. İmtiyaz müddeti 50 yıl olarak belirtilmişti. 1892 yılında fiilen hizmete giren Kadıköy Gazhanesi 06 Ocak 1892 tarihinde kurulan Üsküdar-Kadıköy Gaz Şirket-i Tenviriyesi adıyla faaliyetini sürdürdü. Üsküdar - Kadıköy Gaz Şirketi I. Dünya Savaşı’na kadar devamlı çalışmış ise de, savaşın devamı ve bitiminde kısa müddetlerle faaliyetini tatil etmekle beraber gaz üretiminde esas madde olan taş kömürü yerine zaman zaman zeytin çekirdeğinden de gaz üretilmiş ve tesisin üretime ara vermesi önlenmeye çalışılmıştır.

Gazhane, 1 Ocak 1938 tarihli ve 3480 sayılı yasayla gaz üretimi imtiyazcı sıfatıyla hizmet gören Fransız şirketinden devletleştirme yolu ile alınır ve Bayındırlık Bakanlığı Elektrik İşleri Dairesi’ne verilir. Yapı, 1939 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesine, 1 Temmuz 1945 tarihinde ise İstanbul Belediyesi Elektrik Tramvay Tünel İdaresi (İETT) Genel Müdürlüğü’ne devredilir. 1948 senesinde iki yeni fırın ilave edilerek fırın kapasitesi  10'a çıkar. 1957 senesi başında 30.000 m2 kapasiteli yeni fırın bataryası ve gaz tasfiye cihazlarıyla donatılan gazhane böylelikle o yıllar için Anadolu yakası gaz ihtiyacının üzerinde bir üretim rakamına ulaşır. Ancak gazhane, değişen yaşam ve enerji koşullarıyla birlikte talep azalmasına paralel olarak 13 Haziran 1993’de faaliyetine son verilir.

Gazhane alanı ile ilgili olarak Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, gazhanenin tescil, koruma ve kültürel amaçlı yeniden kullanımına ilişkin ilk kararını 1994 yılında alır ve sit alanı olarak ilan edilir. Alanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yatırım Planlama Müdürlüğü’nün İTÜ Mimarlık Fakültesi ile yaptığı işbirliği  sonucunda önemli bir aşamaya ulaşır. 1999 yılında yaşanan depremler nedeniyle ertelenen “Kadıköy Hasanpaşa Gazhane Tesisleri Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Yeniden Kullanım ve Çevre Düzenleme Projesi” 22.06.2001 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi,  Koruma Kurulu’ nun da onayı  ile Gazhaneye ait binaların sosyo-kültürel tesis olarak işlev değiştirmesine yönelik projesini onayladı.

Mevcut yapı stokunun belgelenmesiyle başlayan süreçte rölöve çalışmalarının ardından, yapının özgün durumunun nasıl olduğunu saptayan restorasyon ve koruma-müdahale kararlarını içeren yenileme projeleri hazırlanmıştır. Mevcut yapıların gelecekte sosyal ve kültürel merkez işleviyle nasıl değerlendirileceğini belirleyen ön proje aşaması düzenlendi. Ön proje öncelikle yakın çevre kullanıcılarının, sonra da Anadolu yakasının beklentisi ve gereksinmesi olan, ancak tüm kente de hizmet verecek bir kültür alanını yaratma amacıyla  biçimlendirilmiştir.

2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında bu sene itibarıyla Hasanpaşa Gazhanesinde restorasyon çalışmalarına başlanacaktır. Proje onaylanmış ve uygulamayla ilgili hazırlıklara başlanmıştır.


Kuzguncuk Gazhanesi:
Kuzguncuk Gazhanesi, 1862'de bir Fransız Gaz Şirketi tarafından Kuzguncuk Baba Nakkaş Sokak’ta inşa edilmeye başlanıp, 1864 yılında tesis tamamlandı. Anadolu yakasının ve Üsküdar’ın ilk modern sanai tesislerinden biri olarak 1892 yılına kadar düzenli olarak gaz üretmeye başladı. 1892 yılında fiilen hizmete giren Kadıköy Gazhanesi 06 Ocak 1892 tarihinde kurulan Üsküdar-Kadıköy Gaz Şirket-i Tenviriyesi adıyla Kadıköy Gazhanesi’nin Üsküdar’a havagazı sağlamasından dolayı ve teknolojisinin eskimesinden ötürü ve ayrıca 1920’li  yıllarda Anadolu yakasında elektriğin yaygınlaşması neticesinde işlevini yavaş yavaş tamamlamış bulunmaktaydı. 76 yıl kesintisiz hizmet veren gazhanenin üretimi 1940 yılında durduruldu.
 
Endüstri tarihimizin ilk sanai tesislerinden biri olan Kuzguncuk Gazhane’sinin kullanıma elverişli makine ve    metal bölümleri itina ile yerinden sökülerek Kadıköy Gazhanesi'ne kullanılmak üzere taşındı. Bu tarihte 10 dönüm arazide kurulu Kuzguncuk Gazhanesi’nin ana ve yardımcı binalarının zamana direnebilen taş duvarları ile gazometre havuzları, Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından, Beylerbeyi Sarayı'nın müştemilatı olarak değerlendirilerek, birinci sınıf tarihi eser olarak kayda alındı.

Nakkaştepe' deki Kuzguncuk Gazhanesi, 1992 yılına kadar Milli Emlak' ın arazisi olarak sadece kayıtlarda yaşadı. Hatta doksanlı yıllarda tesisi bulmak isteyenler, belediyenin nazım planlarında bile böyle bir yapıya rastlayamıyordu. TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı bünyesinde yer alan Beylerbeyi Sarayı Kuzguncuk Gazhanesi'nin bulunduğu Nakkaştepe / Kuzguncuk'taki 10 dönümlük arazi, 1992 yılında Mülkiyeliler Birliği İstanbul Şubesi tarafından 49 yıllığına Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nden kiralanmıştır. 1992 yılında Mülkiyeliler üzerindeki 29 gecekondu ile birlikte araziyi Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nden devraldı. Mülkiyeliler Birliği endüstriyel mirasımızın seçkin bir örneği olan Beylerbeyi Sarayı aydınlatma tesisi olan Kuzguncuk Gazhanesi'ni restore ederek, hem Mülkiyeliler' i hem İstanbullular 'ı, kültürel ve sosyal hizmetler  sunabilecek yeni bir tesise kavuşturmak çabası içinde bulunmaktadır. Böylelikle, bu tarihi sanayi binası yeniden eski görünümüne kavuşturularak gelecek kuşaklara aktarılacak, ancak yeni fonksiyonlar üstlenerek bu kez sanayi ürünü değil, düşünce, kültür, sanat ve sosyal hizmetler üretecektir.

Konuyla ilgili eski, yeni fotoğraflar ve paftala riçin ordanburdanhertelden@gmail.com adresine mail atınız.

Bu kısa araştırmada; Gazhane nedir, çalışma prensibi ve tarihçesi değinilerek İstanbul'da Gazhaneler hakkında kısa bilgi verilmiştir. Araştırmanın geniş kapsamlı çalışmasında gazhanelerin yeniden kullanımına yönelik öneriler, değerlendirmeler ve Dünya ve Türkiye'den bu konu yapılmış örnekler bulunmaktadır)
 
 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder